Pazartesi, Temmuz 7, 2025
makale

James Webb Teleskobuna Felfesik Bir Yaklaşım.

Hepinizin malumu, gelmiş geçmiş en iyi uzay teleskopu olan James Webb uzay telekobu, iki gün önce uzayın o bilinç bunaltan sonsuzluğuna gönderildi. Bu teleskobun elli yıllık macerasının teknik boyutlarıyla sizi sıkmayacağım zira konu hakkında özellikle internet dünyasında yeteri kadar belgesel mevcut. Son dönemlerde okuduğum bilimsel makalelerin neredeyse tamamı, Webb teleskobunun kainatın başlangıcına ışık tutuacak olması ve özellikle Samanyolu galaksisisinde keşf edeceği yeni gezegenler üzerine yoğunlaşmasıydı. James Webb telekopunun ne arayacağı ile alakalı sorular çok ama olası cevapların felsefik bir derinliğine bakmamız gerektiğini düşünüyorum. James Webb ne bulursa ne olur? Ne demek istediğimin daha kolay anlaşılması için sistematik bir soru-cevap dizisi gerekiyor bize.

  1. James Webb teleskobu, Bigbangin başlangıcını bize daha iyi açıkladıktan sonra ne olacak? Yani bunun dünya gezegenindeki insanlar üzerindeki etkileri ne olur? Özellikle semavi dinlerde kabul gören, ‘Akıllı Tasarım’ öğretisi nasıl bir yörüngeye oturacak. Tanrının dünyayı altı günde yarattığı inancı, Webb teleskopunun bize sunacağı olası bir done silsilesi ile çökmesi veya zedelenmesi bu inanca sahip insanlar üzerinde bir değişikliğe yol açacak mı? İnsanlığın bir yarısı bu veriler ışığında hayatı ve dünyayı tekrar dizayn ederken diğer yarısı yine tüm gücüyle direnç mi gösterecek? Galileo, Keppler ve Bruno’nun zamanında ileri sürdüğü tezler gibi Webb’in tezleri de inanç dünyasında çarmıha mı gerilecek? Yoksa hızla evrilen insanın yapısına bu sefer ayak mı uyduracak? Uzay çağında yaşıyor olduğumuz gerçeği, sadece ve sadece bilim sayesinde kainatın nasıl oluştuğunu, var olduğunu veya yaratıldığını çözebilecek olmamız, ”Yeni Bir Sayfa” olarak lanse edilen Webb ile insanlığın en azından çoğunluğunda kendine zemin bulabilecek mi?

2. Webb teleskopu başka canlı formları bulursa ne olur? Bunun dinlerdeki yansımasındaki temel argüman olan ”18 bin Alem” argümanıdır. Yani bundan anlaşılan şudur ki en azından birtakım inanç sahipleri Webb’in bize getireceği bilgilere kendilerini kapatmamış olmasıdır ve bu gerçekten hürmete layıktır. Zira binlerce yıldır süregelen inanç-bilim adı altındaki saçma sapan düellonun bir yerde son bulması için kilometre taşıdır ve elzem teşkil etmektedir. Zira Webb teleskopu dünyaki yaşam formuna benzemeyen formları bulması son derece olası. Matematiksel olarak da öne sunulan ve mantığa son derece rasyonel gelen ”EVRENİN YÜZDE BEŞİNDE HAYAT VAR” tezi unutulmamalıdır. Eğer öyle olursa, yani James Webb uzay teleskopu uzayın derinliklerinde yeni yaşam formları bulursa o zaman şöyle bir soru sorulabilir mi? Tanrı bu yaşam formları için, peygamber ve kutsal metin gönderdi mi? Eğer bu yaşam formları akıllı ve bilinçli yaşam formları ise o zaman elimizi yükseltip daha radikal bir soru sorabiliriz. Bu akıllı yaşam formlarının olası bir Tanrıdan habersiz olmaları, Tanrıların tamamen insan aklı ve bilinci ürünü olduğuna bizi götürür mü? Nitekim teolojinin burada oynacağı müthiş bir ol olacağı aşikar ve bütün büyük dönüşümler her zaman olduğu gibi sorularla başlar. Eğer Tanrıları insanlar yarattıysa inançlı kesimin buna karşı tavrı ne olacak? Nitekim bütün dinlerin temel iddası Tanrı’nın tüm bilgiye sahip olduğudur. Bu minvalde bizim bildiğimiz hali ile Tanrı’dan habersiz akıllı ve bilinçli yaşam formları olması tek başına bu pradigmayı yerle bir etmez mi? İşte James Webb teleskobu bu aşamada bu hipotezler silsilesine mutlak bir son verebilir diye düşünüyorum.

3. Kainatın başlangıcı, varlığın başlagıcı ile karıştırılmamlıdır. Zira varlığın Bigbangden önce de olduğu bir hakikattir. Varlığın bir başlangıcı veya sonu olamaz. En azından insan aklı ve beyni yokluğu kavrayamadığından başlangıç ve son kavramlarını varlığın özü için kullanamaz. Bize asıl lazım gelen bilgi bizzatihi varlığın özünün ne olduğu, zaman mefhumu ile olan ilişkisi, işleyiş tarzı ve nihai hedefinin öğrenilmesidir. Muhakkak Bigbang hadisesinin olabildiğince aydınlanması bizi muazzam birtakım sorulardan arındıracak ve hipotezlerden bir nebze kurtarıp hakikate yaklaştıracaktır ama unutulmamalıdır ki; Bigbangin meydana gelmesi için varlığın olması lazımdı ve biz insanlık olarak varlığın ne olduğunu şu aşamada bilmiyoruz. Bilimin verdiği verilerin neredeyse tamamı bizi varlığın tözünde bir enerjiye kadar götürüp orada öylece bırakmaktadır. İşte Webb’den benim şahsen beklentim özellike kara deliklerin olay ufkundaki mutlak tekilliğe en azından küçükte olsa bir açıklama getirmesidir. İşte belki o zaman varlığın mutlak tekillik halini biraz olsun kavrayabiliriz diye düşünüyorum. Varlığın dini öğretiler kısmına baktığımızda birçok çalışma bizi ”Nur veya Işık” temeline dayanan ve daha derinine ineyemen öğretiler olduğunu görüyoruz. Işığın fotonlardan oluştuğu, bu fotonların varlığın bir hali olduğu hakikati göz önüne alındığında dini öğretiler de çaresiz kalmıştır. Burada dini ve bilimi çarpıştırmak gibi bir derdimin olmadığını belirtmek durumundayım. Nihayetinde dini öğretilen insanlığı sunduğu ve milyonlarca insanın zihninde hakikat olarak kök salmış varlık ve evren teorileri vardır.

İnsanlığın hem tinsel hem de bilimsel olarak büyük ölçüde ıskaladığı, ötelediği ve üzerine yeteri kadar eğilmediği mesele VARLIK meselesidir. Var olan üzerinden geliştirilen hiç bir hipotez, hiç bir çalışma varlığın özüne açıklama getiremediği için bir yerde insanı çıldırtma noktasına getirmektedir. Kısaca James Webb teleskopunun önümüzdeki on yıl içerisinde bize sunacağı hakikatlerin insan üzerindeki etkilerini merakla bekliyorum. Öngörüm şu minvaldedir ki; maalesef yine bilimi Tanrı tanımazlık ile suçlayacak ve bilinci olmayan bilimi bilinçli bir şekilde Tanrı düşmanı olarak ilan edecek milyonlarca insan çıkacak. Bunun yanında pozitif bilimi ve hakikati kucaklayacak insan sayısının artacağını düşünüyorum. Zira Frank Hebert’in dediği gibi ”HAKİKATE OLAN SAYGI, AHLAKIN TEMELLERİNDEN BİRİDİR.”

Paylaş

zulfuemek

Sonsuz döngüye kapılan herhangi biryim ben.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir