İnsan Derisinden Pantolon.

Merhaba sevgili dostlar!

Bugün size çok ama çok acayip bir batıl inançtan, diğer adıyla hurafeden bahsedeceğim.  İddia ediyorum, bir çoğunuz, yuh artık bu kadarda olmaz artık diyecek. Ki ben meseleyi ilk duyduğumda deyim yerindeyse ağzımda açıkta aynen böyle demiştim. Binlerce çeşit batıl inanç duymuşuzdur dünyanın her tarafından. Ölülerini mezardan her on yılda bir çıkarıp sokakta gezdiren Afrika kabilelerinden tutunda, bir öküzün boynuzunu, kurbağa bacağını, sinek kanadını, hızını alamayıp ejderha dişini kaynatıp içerek çocuk sahibi olduğunu iddia eden Anadolu insanını da biliriz. Velhasıl sevgili dostlarım, saymakla bitmez bu garip batıl inanışlar. Bu binlerce acayip inanışın içinden benim şahsen en acayip bulduğumu size anlatacağım şimdi.

Günümüz toplumları arasında en modern toplumlarından başında gelen ülkeye, İzlanda’ya gidiyoruz. Hangi ülkede, tam olarak ne zaman patlak verdiği tartışmalı olan cadı avı tüm Avrupa’ya yayılmış ve yüzbinlerce masum kadın meydanlarda diri diri yakılarak canından olmuş. Yaklaşık 350 yıl süren bu insan avı üzerine belgeseller çekilmiş, filmler yapılmış ve kitaplar yazıldığından olayın teferruatlarıyla sizi sıkmayacak, direk konuya gireceğim.

Birkaç sene önce elime cadı avıyla alakalı küçük bir kitap geçti ve kitapta hangi ülkede kaç kadının cadılık suçlamasıyla yargılandığını, suçlu bulunduğunu ve nasıl infaz edildiğini anlatıyordu.

İnsanın kanını donduran bu cadı avı hadisesi bazı ülkelerde çılgınlık seviyesine ulaşmış. Kitapta sırayla, Almanya, İspanya, İtalya, Fransa, İsveç, Norveç derken sıra İzlanda’ya geldi. Şimdi sıkı durun çünkü işler bundan sonra sarpa sarkacak.

Anlatılanlara göre Danimarka’dan İzlanda’ya gelen bir grup roman, beraberinde bir söylenti getirmiş. Söylenti bir anda tüm İzlanda’yı kasıp kavurmuş deyim yerindeyse. Söylentiye göre, eğer yeni ölmüş bir erkeğin göbeğinden aşağı olmak kaydıyla derisini soyup kendine bir çeşit içlik veya pantolon yaparak giyerse bir insan, tez zaman da zengin olacakmış. Evet doğru okudunuz ama sindirebilmek bir daha okuyabilirsiniz son cümleyi. Deriyi öyle böyle değil, penis ve hayalarından tutunda, ayak parmaklarına kadar deliksiz bir şekilde yüzmek lazımmış. Bu kadarı yeterince garip ve absürt değilmiş gibi, birde bir dul kadın bulup o kadından demir bir para çalıp, o parayı soyulan derinin sağ hayasına yerleştirip, öyle giymeniz lazımmış. Buraya kadar hala yuh demediyseniz sıkı durun, çünkü bu deriyi elde etmek için başvurulan yöntem insanın gerçekten başını döndüren cinsten. Soğuklardan ve kıtlıktan kırılmış olan biçare İzlandalılar diğer bütün çaresiz insanlar gibi bu hurafeye inanmayı tercih etmiş. Öyle ya sevgili dostlar, umut olmadan insan yaşayamazmış. Şimdi gelin bu yeni ölmüş erkek cesedinden nasıl pantolon yapmışlar ona bakalım.

Ölümüne az kaldığı tahmin edilen, veya yeni ölmüş bir adam bulunuyormuş önce. Bu erkeğe, öldükten sonra derisini satıp satmayacağı soruluyormuş. Eğer erkek çok yaşlı ve bilinci kapalı ise bu soruların tamamı, paranın miktarıyla beraber yakınlarına yöneltiliyormuş. Eğer adam kabul ederse bu akıl almaz teklifi, bir anlaşma imzalanıyormuş. Bu anlaşmaya göre ölen adamın cenazesi bittikten, adam toprağa gömülüp herkes mezarlıktan ayrılınca, adamın derisini satın alanlar gelip mezarı kazacak, adamı götürüp daha önceden hazırlanmış bir yere, göbekten aşağısını tıpkı koyun dersini yüzer gibi yüzecek ve adamı getirip tekrar mezarına gömerek mezarı eski haline getireceklermiş. Ve inanır mısınız bu absürt hadiseden tam tamına 24 tane cereyan etmiş. Gelin birde bu yüzülen insan derisinin nasıl kullanılacağına bakalım.

Bu absürt içlik önce içli ve dışlı olmak üzere güzelce temizleniyormuş. Ardından hafif tuzlandıktan sonra hayvan sidiğine yatırılıyormuş ki esnekliğini muhafaza etsin ve giyilirken yırtılmasın. Böylece hazır olan insan derisinden içlik giyilirmiş ve zengin olmak için beklenirmiş. Bazı yerlerde üç gün bu insan derisinden içlikle durmak lazım gelirken, bazı yerlerde bu aylara hatta senelere kadar sürebiliyormuş. Bu deriyi giyen birisinin kesinlikle banyo etmesi yasakmış ve nasıl tuvalet ihtiyacını giderdiğini düşünmek bile istemiyorum. Hayatını nasıl olupta devam ettirebildiğini inanın anlamakta zorlanıyorum. Unutulmamlıdır ki, dönem insanın pencersinden bakılsa bile bu hadise gerçekten absürttür.

Buraya kadar hala şaşırmadıysanız bir de şunu okuyun. Kısa yoldan zengin olma hayalleri kuran ve ölü bir erkeğin derisinden yapılma pantolonu giyerek gezmeyi aklına sokan insanların en çok zorlandığı husus, kilo ve boymuş. Evet, derisine bürüneceği insanın kendisinden daha uzun ve kilolu olması şartmış ki, o insanın dersine bürünebilsin.

Hey gidi hey, insan dediğinin hayatta kalmak için yapmayacağı şey var mıdır sevgili dostlar?

Tabi kilisede boş durmamış ve bir genelge yayınlayarak bu saçmalığın bir son bulmasını emretmiş. İpe sapa gelmez sebeplerden dolayı masum kadınları sokak ortasında yakarak katleden kilise, söz konusu mezar kazıp, deri yüzüp zengin olmayı ahlaksız bulmuş. Bununla beraber birçok erkek, iksir hazırlayarak dul kadınları hipnotize etmek, hipnoz olan dul kadını zenginlerle seviştirmek ve sonradan tehdit ve şantajla bunlardan para koparmak gibi suçlardan yargılanmış ve suçlu bulunmuş. Hey gidi hey sevgili dostlar, unutulmasın ki, eline ahlak kurabiyesi alıp karşıya fırlatan herkes, bir yerde kendi ahlaksızlığını örtmenin peşindedir.

Okuduğunuz için çok teşekkür ediyorum.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, saygılarımla.